Şehit Medya Özgür

-Mücadele Arkadaşı

Kod Adı: Medya Özgür
Adı ve Soyadı: Havva Alkan
Anne ve Baba Adı: Anber – Ragip
Şahadet Tarihi: 25 Kasım 2022 / Zap
Şehit Medya Özgür (Havva Alkan) Anısına

Duygusal zekâ toplumsal-tarihsel bağlamda insanlığın en eski düşünce biçimidir. İnsanın dolayısıyla toplumun doğadan kopuşu ilk yabancılaşmayı getirmiştir. Doğaya yabancılaşan insan kendi içinde adeta sınıflara bölünmüş gibidir. Yabancılaşmanın getirdiği şey erkek aklının yavaş yavaş hâkim olmasıdır. Kadın aklı, dünyası, bakış açısı erkek aklı ve bakışıyla etkisiz kılınmaya çalışılmıştır. Doğa kadın için her şeydir dersek yeridir. Doğanın canlılığı, enerjisi yarattığı his ve sezgi durumu kadının doğa içinde  belli bir ahenk içinde kalmasını sağlamıştır. Kadının doğayla ilişkisi ananın çocukla ilişkisine de benzetilebilir. Aralarındaki ilişki besleyen, koruyan, ihtiyacı kadar yararlanılan, özgür bir ilişkidir de. Kadının yaşamla bağı belki de en çok doğayla olan doğal, samimi, canlı ilişkisi üzerinden tarif edilebilir. Doğal toplumda, toplumsal doğada saklı olan kadın aklıdır. Kadın aklı toplumsallığı ifade etmektedir. Toplumsallığın yaratıcısı olan kadının hedeflenmesi ise bir bütün toplumun, insanın hedeflenmesi demektir. Dolayısıyla kökleri 5000 yıl öncesine dayalı olan erkek egemen akıl ve hiyerarşik sistemin neden bu kadar kadın düşmanı olduğu anlaşılmaktadır. Varlığını, bütünlüğünü kadının yokluğu ve parçalanması üzerinde inşa etmektedir. Zira kadının kendisi olarak XWEBUN temelinde var olması erkek egemen sistemin ve devletin dünya sistemine dönüştürdüğü kapitalist Modernite sisteminin yok olması anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla kadına karşı sistematik bir mücadele hep var olagelmiştir. Kadına karşı yürütülen mücadele ideolojik, siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal temellere de dayandırılmış, çeşitli argümanlarla hep güçlü tutulmuştur. Mitoloji, dincilik, bilimcilik kadına karşı mücadelenin birer yöntemi olarak değerlendirilmiştir. Cinsiyetçilikle birlikte ideolojik temelde her ‘loji’ erkek yaratımı olarak kadın düşmanlığı üzerinden inşa edilmiştir. Kadını dıştalamayan bilimsel bir ekol, öğreti, disiplin yok gibidir. Sistematik ve ideolojik saldırılar derken bunu kast etmekteyiz.

Bu anlamda Önderliğimizin 2008 yılında Özgürlük Sosyolojisi manifestosunda kuramsallaştırdığı Jineoloji-kadın bilimi aynı zamanda kadının sosyal bilimleri bir bütün kadın bakışıyla ele almasına olanak tanımıştır. Kadın biliminin şu ana kadar geliştirilmemiş olması pedagojinin bile düşünülüp bir kadın bilimine ihtiyaç duyulmaması, jinekoloji ismiyle kadın hastalıkları dalının öncelemesi kadına nasıl hastalıklı, yarım, eksik ve tedavi görmesi gereken birer yaratıklar olarak ele alınıp incelendiğini göstermektedir. Bu anlamda Jineoloji 21. Yüzyılın bilimi olmaya en güçlü adaydır. Şimdiden Rojhılate Kürdistan ve İran topraklarında yankılanan “JIN, JIYAN, AZADİ” sloganı ve kadın devriminin yürüyüşe geçişi Jineoloji’nin nasıl dayatıcı bir ihtiyaç olduğunu en çarpıcı şekilde ortaya koymaktadır. Rojhılatlı kadınlara imrenerek bakan Ortadoğulu ve batılı kadınlar büyük umutlarla Rojhılat kadın devrimini desteklediğini ilan etmektedir. Saçlarını keserek, yürüyüş yaparak, protesto gösterileri düzenleyerek, açıklamalar gerçekleştirerek Rojhılat kadın devrimini desteklediklerini haykırmaktalar. Hiçbir devrim bu denli toplumsallaşmamış bu kadar geniş bir yelpazede karşılık bulmamıştır. Rojava kadın devrimi, Kürdistan kadın örgütlenmesi, kadın kurtuluş ideolojisi ve mücadelesi Rojhılat kadın devrimine temel olmuş, Önder APO’nun jın, Jiyan, Azadi sihirli formülü değişim yaratmaya devam etmektedir. Tarihi 5000 yıllık erkek egemen zihniyet ve kurumları tıpkı ilk doğdukları yerde olduğu gibi şimdide sona doğru gitmekte, çöküşün eşiğine gelmektedir. Kadın da tıpkı Ana tanrıçaların diyarı Kürdistan topraklarında, Zagrosların eteklerinde zirvelerinde en verimli çağlarında direnişe geçmiştir. Zap, Avaşin ve Metîna öncülüğünde yükselen YJA-Star gerillasının direniş çığlığı Rojhılatlı devrimci kadınların “JIN, JIYAN, AZADİ” sloganlarıyla buluşmuştur. Dünyamız kadın direnişini, kadın kahramanlığını, kadın fedakarlığını ve kadının değişim ve dönüşümdeki rolüne bir kez daha şahitlik etmektedir.

Bu tarihi anlarda kadın özgürlük direnişin yılmaz bir neferi olan Medya Özgür yoldaşımız da şehitler hakikatine yol aldı. YJA-Starın öncü komutanlarından olan Medya yoldaş genç bir komutan olarak özgürlük gerillasının yeni dönem devrimci halk savaşı hamlesinin nasıl bir tarzda hayat bulacağının ve hangi ruhu esas alacağının da göstergesi olmuştur.  Gire Cudî’de düşmanın eline geçmemek için bombasını kendinde patlatarak şehitler kervanına katılan komutan Medya Özgür yoldaş ardıllarıyla Kürdistan Kadın Özgürlük mücadelesinde yaşayacak, yaşamsallaşacak ve uğrunda canını verdiği hayalleri, amacı mutlaka ama mutlaka gerçekleşecektir.  3 Aralık 2022 de şehadeti ilan edilen Medya yoldaşı izleyen, sesini duyan ve “zaferin özgür gülüşünü” geliştireceğiz iddiasını ortaya koyarkenki cesur, iddialı duruşu herkesi etkilemiştir. Zaten etkilenmemek elde değil. Bu yoldaşlar kendi varoluş mücadelelerini halkımızın özgürlük mücadelesiyle birleştirmiş, bütünleştirmiştir. Medya yoldaş da dağlara, özgürlük saflarına, zorlukla yaratılan değerler mücadelesine katılmayabilir, okulunu okuyabilir ya da bireysel bir yaşamın peşine düşebilirdi. Tıpkı şimdi binlerce gencin yaptığı gibi. Ama Medya yoldaş halkının mücadelesini, hakikat arayışını tercih etti. Özgürlüğü tercih etti. Demek ki özgürlük bir tercihtir. Özgürlük gerillası olmak herkesin elinde olan bir karardır. Her Kürdistan genci ve kadını kendi hür iradesiyle gerillalaşabilir, mücadelenin öncülüğünü yapabilir ya da bulunduğu mekanda ve zamanda kendi rolünü oynayabilir. Gerilla nasıl savaşılması ve yaşanılması gerektiğinin perspektifini vermektedir. Yeter ki okumasını bilelim ve Medya Yoldaş gibi kadın yoldaşları unutmayalım.